"Aşkın ve Başkaldırının Şairi" Adnan Yücel Şiiri'inde Diyalektik İmgeler Şairin tüm şiir kitaplarında görülen ortak izleklerin başında emek, mücadele, zafer, özgürlük, üretkenlik, aşk, doğa, insan ilişkilerindeki savrulma, sevgiliyle doğallığı arayış ve doğaya dönüş gelmektedir.
Yücel, şöyle demektedir: "Bence şiirin temelini çocuk, çiçek, müzik, aşk, dostluk, kavga oluşturur." Onun, bu yaklaşımı doğrultusunda şiirini kurarken imgeleri oluşturma yöntemleriyle şiirindeki imgelerden diyalektiği besleyen örnekleri şöyle özetleyebiliriz.
"Çiçek" îzleğine Örnek:
"Ben yine sevinçten ve coşkudan yana
Bildikleri gibiyim dostların
İki çiçek büyütüyorum
Yaz göğünü kucaklayan penceremde
Bir gürültülü kokusuyla fesleğen
Bir de haykıran moruyla menekşe
Suladıkça diyorlar ki bana sessizce
Aşkı tutsak edersen cüzdanlara çeklere
Suların ışıklı türküsünü
Bir daha taşıyamazsın çiçeklere"
"İmge"lerle "tüt" oluşturma :
"Ey imge pınarı, dokun bu yerlere
İşte yağmur öncesi gökte pamuk tarlaları
Yerde bulutlar küme küme gezinirler
Dokun ki dile gelsin
Bir nehrin sesine denk çoğalan renkler"
(Çukurova Çeşitlemeleri 1)
"İmge pınarı" ile "nehrin sesi" arasında tüt oluşturulmuştur.
Anjabman tekniğiyle bağdaştırılmış İmgeler:
"Yeşil saçlı küçük bir derenin
Akışında unuttuk çocukluğumuzu"
"Yalnızca onurun sularıyla yeşeren
Nehirlerin ezgili saçlarını
Her sabah soluğuyla tarayan
Düşler mi dondu buzul sessizliğinde"
(Güllerin Söylediği)
"Çoklu İmgelem "e Örnek :
"Çok lifli bir düş urganıydı zaman"
"Mendilimde öfke çıkınımda bilinç"
Yücel Şiirinde Diyalektik İmgeler
"Yoksa dün erkendi diyor o dost
Yarınsa yine geç kalınacak"
(Bir Yer altı Nehrini Beklerken)
"Dün'ün gecelerine gömülen gözleriniz
Hani nerede
Yarın adına"
(Dönüm Noktası-2)
Zıtların Birliği ve Mücadelesi:
"Susmak gül açmaz bu yarada
Sıcak bulutlara sevinmez toprak"
…
Korkunun rengi düşmüş bir güzelliğe
Yaşamın al yanaklarında lekeler"
…
Demek ki ölüm korkutmuyor artık
Demek ki gelecek yakın"
(Soframda Kaval Sesi)
Aktarmalarla Oluşturulan Diyalektik İmgeler :
"Anıların neyzen dudağında bir neydi
Yolları hep umuda çıkıyordu hüznün
Islıklı rüzgârlar koşuyordu saçlarında
Sesinde turnalar geçiyordu bölük bölük
Demir attığın umut adaları
Yüzündeki denizlerde vardı yalnızca"
(Şiir Adına)
Parça-Bütün Diyalektiği:
"Söyle ayrık tarlasında güller duysun
Yarını bugünden gören canlar duysun"
(Ciğer Parem)
"Denizler dolusu zamanın
Bir damlacık anında
Sahte sevinçlerdir
Ölüp de anılar çukuruna gömülen"
(Nar Ülkesine Son Şiirler)
Yeniden Üretim-Gelişim ve Sonsuz Devinim:
"Her dalıp gidişinde
Bin şiir çıkarıyor belki gözlerin"
(Direnç Çiçeği)
Doğa-İnsan Diyalektiği:
,"Duygudan yana çırılçıplak ve ak
Zakkum nehirlerini izleyip koklayarak
Çakılıp kalmışım göğsüne
Renklerinin okyanusunda boğularak"
(Çukurova Çeşitlemeleri 2)
"Akdeniz sıcaklığından alıp seni
Marmara'nın serinliklerine taşır
Bir türküye dönüşürsün ki dilimde
İnancın toprağın nabzına karışır"
(Çukurova Çeşitlemeleri 8)
"Aşksız ve paramparçaydı yaşam
Bir inancın yüceliğinde buldum seni
Bir kavganın güzelliğinde sevdim
Bitmedi daha sürüyor o kavga Ve sürecek
Yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek
Düşlerin sonsuza koştuğu yerde
Sabrın çiçeklerini açtığı yerde
Asla kapanmaz yaşanan defter
Çünkü tarihin en güzel yerinde
Son sözü hep direnenler söyler"
Biz de,
"Şiir ölene dek
Adnan Yücel yaşayacak..." diyoruz.
Müslüm Kabadayı
Anasayfa
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder