2010/05/07

*"Aşkın ve Başkaldırının Şairi" Adnan Yücel Şiiri'inde Diyalektik İmgeler

"Aşkın ve Başkaldırının Şairi" Adnan Yücel Şiiri'inde Diyalektik İmgeler Şairin tüm şiir kitaplarında görülen ortak izleklerin başında emek, mücadele, zafer, özgürlük, üretkenlik, aşk, doğa, insan ilişkilerindeki savrulma, sevgiliyle doğallığı arayış ve doğaya dönüş gelmektedir.

Yücel, şöyle demektedir: "Bence şiirin temelini çocuk, çiçek, müzik, aşk, dostluk, kavga oluşturur." Onun, bu yaklaşımı doğrultusunda şiirini kurarken imgeleri oluşturma yöntemleriyle şiirindeki imgelerden diyalektiği besleyen örnekleri şöyle özetleyebiliriz.

"Çiçek" îzleğine Örnek:

"Ben yine sevinçten ve coşkudan yana

Bildikleri gibiyim dostların

İki çiçek büyütüyorum

Yaz göğünü kucaklayan penceremde

Bir gürültülü kokusuyla fesleğen

Bir de haykıran moruyla menekşe

Suladıkça diyorlar ki bana sessizce

Aşkı tutsak edersen cüzdanlara çeklere

Suların ışıklı türküsünü

Bir daha taşıyamazsın çiçeklere"


"İmge"lerle "tüt" oluşturma :

"Ey imge pınarı, dokun bu yerlere

İşte yağmur öncesi gökte pamuk tarlaları

Yerde bulutlar küme küme gezinirler

Dokun ki dile gelsin

Bir nehrin sesine denk çoğalan renkler"

(Çukurova Çeşitlemeleri 1)

"İmge pınarı" ile "nehrin sesi" arasında tüt oluşturulmuştur.



Anjabman tekniğiyle bağdaştırılmış İmgeler:

"Yeşil saçlı küçük bir derenin

Akışında unuttuk çocukluğumuzu"

"Yalnızca onurun sularıyla yeşeren

Nehirlerin ezgili saçlarını

Her sabah soluğuyla tarayan

Düşler mi dondu buzul sessizliğinde"

(Güllerin Söylediği)



"Çoklu İmgelem "e Örnek :

"Çok lifli bir düş urganıydı zaman"

"Mendilimde öfke çıkınımda bilinç"

Yücel Şiirinde Diyalektik İmgeler

"Yoksa dün erkendi diyor o dost

Yarınsa yine geç kalınacak"

(Bir Yer altı Nehrini Beklerken)

"Dün'ün gecelerine gömülen gözleriniz

Hani nerede

Yarın adına"

(Dönüm Noktası-2)



Zıtların Birliği ve Mücadelesi:

"Susmak gül açmaz bu yarada

Sıcak bulutlara sevinmez toprak"



Korkunun rengi düşmüş bir güzelliğe

Yaşamın al yanaklarında lekeler"



Demek ki ölüm korkutmuyor artık

Demek ki gelecek yakın"

(Soframda Kaval Sesi)



Aktarmalarla Oluşturulan Diyalektik İmgeler :

"Anıların neyzen dudağında bir neydi

Yolları hep umuda çıkıyordu hüznün

Islıklı rüzgârlar koşuyordu saçlarında

Sesinde turnalar geçiyordu bölük bölük

Demir attığın umut adaları

Yüzündeki denizlerde vardı yalnızca"

(Şiir Adına)



Parça-Bütün Diyalektiği:

"Söyle ayrık tarlasında güller duysun

Yarını bugünden gören canlar duysun"

(Ciğer Parem)

"Denizler dolusu zamanın

Bir damlacık anında

Sahte sevinçlerdir

Ölüp de anılar çukuruna gömülen"

(Nar Ülkesine Son Şiirler)



Yeniden Üretim-Gelişim ve Sonsuz Devinim:

"Her dalıp gidişinde

Bin şiir çıkarıyor belki gözlerin"

(Direnç Çiçeği)



Doğa-İnsan Diyalektiği:

,"Duygudan yana çırılçıplak ve ak

Zakkum nehirlerini izleyip koklayarak

Çakılıp kalmışım göğsüne

Renklerinin okyanusunda boğularak"

(Çukurova Çeşitlemeleri 2)

"Akdeniz sıcaklığından alıp seni

Marmara'nın serinliklerine taşır

Bir türküye dönüşürsün ki dilimde

İnancın toprağın nabzına karışır"

(Çukurova Çeşitlemeleri 8)



"Aşksız ve paramparçaydı yaşam

Bir inancın yüceliğinde buldum seni

Bir kavganın güzelliğinde sevdim

Bitmedi daha sürüyor o kavga Ve sürecek

Yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek



Düşlerin sonsuza koştuğu yerde

Sabrın çiçeklerini açtığı yerde

Asla kapanmaz yaşanan defter

Çünkü tarihin en güzel yerinde

Son sözü hep direnenler söyler"



Biz de,

"Şiir ölene dek

Adnan Yücel yaşayacak..." diyoruz.

Müslüm Kabadayı
Anasayfa

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder